Bahsedeceğim coğrafyacı zatların önce isimlerini vermek istiyorum:Evliya Çelebi, Piri Reis, Aristo, Eratostenes, Batlamyus, Copernicus, Pisagor, Biruni ve Ali Kuşcu.
Evliya Çelebi:
1611 – 1682 yılları arasında yaşamış ünlü bir seyyahtır. 17. yüzyılın en büyük Türk gezginidir. Gezdiği yerlerin beşeri ve fiziki coğrafya özelliklerini tasvir ederek eserinde toplamış ve bu eser günümüz coğrafyacılar tarafından benimsenen önemli bir kaynaktır. Eseri Seyahatnamedir.
Evliya Çelebi |
Piri Reis:
1470 – 1554 yılları arasında yaşamıştır. Büyük Türk Amirali Piri Reis devrinin en ünlü Türk kartoğrafıdır. Dünya haritasını hazırlayan ilk Türk ünvanına sahiptir. Bu haritanın sadece Amerika’yı gösteren paftası günümüze ulaşmıştır. Eseri Kitab-ı Bahriyedir.
Piri Reis |
Aristo:
M.Ö.. 384 – 322 yılları arasında yaşamıştır. Sisamlı ya da Makedonyalı olduğu sanılmaktadır. Büyük İskender’e hocalık, Eflatun’a ise öğrencilik yapmıştır. Başta matematik ve felsefe olmak üzere çağının bütün ilimleriyle uğraşmıştır. Dünyanın yuvarlak olduğu görüşünü rasyonel olarak ortaya koyan ilk bilim adamıdır. Bu yargıya ay tutulması sırasında dünyanın ay üzerine düşen gölgesinin dairesel olduğu varsayımından hareketle ancak yuvarlak bir cismin gölgesinin yuvarlak olabileceği varsayımından dünyanın biçiminin yuvarlak olduğu görüşünü ileri sürmüştür. Eseri Politikadır.
Aristo |
Eratostenes:
M.Ö. 276 – 195 yılları arasında yaşamıştır. Asvan’da doğmuştur. Öğrenimini Atina’da yaptıktan sonra İskenderiye’ye yerleşerek çalışmalarını orada sürdürmüştür. Coğrafya ismini ilk kullanan kişi olduğu için coğrafya ilminin adını ilk koyan kişi olarak bilinir. Dünyanın ekvator üzerinde çevre uzunluğunu ve bir derecelik meridyen yayını hesaplamıştır. Bölgesel coğrafyanın gelişmesine de katkısı olmuştur.
Eratostenes |
Batlamyus:
Doğum ve ölüm tarihleri tam olarak bilinmemektedir. Mısır’da MS. I.Yüzyılda doğduğu söylenmektedir. Roma İmp. devri coğrafyacısı olduğu kabul edilir. Roma imparatorluğu devrinde dünyayı en gerçekçi bir şekilde tasvir etmiş coğrafyacı olarak bilinir. Hazırladığı dünya haritası gerçeğe nispeten yakındır. Çalışmalarında bugünkü Hint Okyanusu güneyinde büyük bir kara parçası bulunduğunu ileri sürmüş, ve bu kara parçasının daha sonradan Antarktika olduğu anlaşılacaktır.
Biruni:
11. Yüzyıla damgasını vurmuş büyük Türk bilgini olan Biruni Batı Harezm’in başkenti Kas’ da 978 yılında doğmuş ve 1048 yılında Gazne’ de ölmüştür. Güneşin ve gezegenlerin eğimleri üzerinde durmuştur. Dünya ekseninin eğikliğini 23º 27′ bularak gerçek değerine (23º 26,7′) çok yakın bir sayı bulmuştur. Dünyanın çapını da ilk olarak Biruni gerçeğe çok yakın bir değer olan R=6425,7 km olarak bulmuştur.(Gerçek değer 6376 km dir). Jeodeziyle ilgili temel bilgiler verdiği için bu bilimin kurucusu sayılmaktadır. Ayrıca, madenlerin yoğunluklarını az bir hata ile bulmuştur Yerçekimi kanunu üstüne, ilk defa fikir ortaya atıp incelemelerde bulunmuştur. Biruni hastalıkları tedavi konusunda değerli bir uzmandı. Eserleri halen Batı bilim dünyasında kaynak eser olarak kullanılmaktadır. İlk yoğunluk ölçme âletini, icat etmiştir. Birûnî, önce yoğunluğunu bulmak istediği elementi terazide dikkatlice ölçer, sonra su dolu konik âlete koyar, elementin konideki açılmış özel delikten taşırdığı suyu alır ve ölçer, sonra iki ağırlığı oranlardı. Yani elementin salt ağırlığı ile taşırdığı suyun ağırlığının oranı, Birûni’ye göre, o elementin yoğunluğudur. Bugünkü modern yoğunluk bulma metodu ve âleti, Birûni’nin metodu ve âletinin daha geliştirilmiş bir şeklidir.
Biruni |
Pisagor:
İngiltere’de doğdu. 1669 yılında Cambridge’de Matematik Profesörü oldu. Dünya ile bütün nesneler arasında, onları birbirine çeken bir güç olduğunu, Dünya’nın tüm nesneleri yer çekimi gücüyle kendine çektiğini buldu. Gezegenlerin uzayda nasıl devindiği gibi bir sorunu çözecek duruma gelmişti. Gezegenlerinde çekim gücü nedeniyle Güneşin çevresine çekildiklerini gösterdi ve Kepler Yasalarını kanıtladı. Yaptığı deneylerle Güneş ışığının beyaz olmadığını; menekşe, çivit, mavi, yeşil, sarı, portakal, kırmızı renklerin bir karışımı olduğunu kanıtladı. Çalışmalarını 1687’de Doğa Felsefesinin Matematik İlkeleri (Prlncipla) adıyla yayımladı. Hayatı hakkında çok fazla bilgi bulunmamaktadır. Sisam adasında okumuş, Mısır ve Babil’de bir süre yaşadıktan sonra ülkesine dönmüştür. Ülkesinde gördüğü baskılardan kaçarak İtalya’nın Kroton kentine gelmiş ve burada bir okul açmıştır. M.Ö. 6.Yüzyılda dünyanın Güneş etrafında döndüğü fikrini ortaya koyduğunda büyük tepkilerle karşılaşmıştır. Doğada meydana gelen her olayın matematiksel olarak açıklanabileceğine inanıyordu. Ortaya koyduğu fikirlerden rahatsız olanlar tarafından M.Ö. 500 yıllarında eğitim verdiği okulunda öğrencileriyle yakılarak öldürülmüştür.
Ali Kuşcu:
XV. yüzyıl başlarında, Semerkand’da doğmuştur. Babası Muhammed, ünlü Türk Sultanı ve astronomu Uluğ Bey’in kuşçusu olduğu için, ailesi “Kuşçu” lakabıyla meşhur oldu. İstanbul’un enlem ve boylamını ölçerek güneş saatleri yapmıştır. Astronomi ve matematik konusunda iki önemli eseri vardır.
FETHİYE: Astronomi kitabıdır. Otlukbeli Savaşından sonra Fatih’e sunulmuştur. Üç bölümden oluşmaktadır;
1.Bölüm: Gezegenlerin hareketlerinden bahsedilmektedir.
2.Bölüm: Yer’in şekli ve iklim konusundadır.
3.Bölüm: Yer’e ilişkin ölçüleri ve gezegenlerin uzaklıkları üzerinde durmaktadır. Bu eser özellikle medreselerde öğretim amacıyla hazırlanmıştır. Diğer eseri “Muhammediye” adını verdiği matematik kitabıdır. Ali Kuşçu 1474’te İstanbul’da vefat etti.
Ali Kuşcu |
Yukarıdaki muhteremleri olabildiğince kısa ve net şekilde ifade etmeye çalıştım. Elbette yedi iklim-i cihanın tanıdığı, coğrafyayı coğrafya yapan bu insanlar 3-5 satırla ifade edilemez, edilse de yeterli olmaz. Mutlaka herhangi biri adına daha detaylı bilgiye ulaşmak için hususi bir araştırma çabası gerekmekte.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder